Ereğli'de "ortak dil" zamanı!..
08 Ocak 2015 10:58:13
DEMİŞTİK
Karadeniz Ereğli'nin siyasal geçmişine uzanıp bir baktığımızda, hep o meşhur "Bizans entrikaları"nın bu ilçe üzerinde etkili olduğunu görmekteyiz. Öyle ki; CHP'nin tek parti iktidarında bile Ereğli üzerinde ilginç oyunlar sergilenmiştir.
7 Ocak 1946 tarihinde kurulan ve 14 Mayıs 1950 seçimlerinde milletin büyük ekseriyetle iktidara getirdiği Demokrat Parti'li yıllarda Karadeniz Ereğli merkezi hükümetten istediğini almayı başarmış ve bölge siyasal anlamda da TBMM'de temsil edilmişti. Merhum Suat Başol'un TBMM'deki başarılı çalışmaları asla unutulmamalıdır.
27 Mayıs askeri darbesi sonrası Ereğli gerek CHP ve gerekse de Adalet Partisi tarafından dışlanmış ne Cumhuriyet Senatosu'nda ne de TBMM'de temsil edilememişti. CHP'de merhum Mehmet Ali Pestilci'nin Senatörlüğünü unutmuş değiliz. Ancak, senatörlerin TBMM ve merkezi hükümet nezdinde pek ağırlığı söz konusu olamamıştır.
CHP'nin, 5 Haziran 1977 seçimlerinde (o dönemde Zonguldak-Karabük-Bartın tek vilayet idi) Zonguldak'tan toplam 9 milletvekilliği için yapılan seçimlerde Ereğli'ye CHP'den Kemal Anadol için 5'nci sıra verilmişti. Zonguldak'ta CHP'nin 5 milletvekilliği çıkartamayacağı var sayılarak böyle bir tercih olmuştu. Ne varki; Ereğli seçmenin inancı, TBMM'de temsil edilme isteği o seçimlerde sandıkları patlatmış ve Kemal Anadol'u TBMM'ye göndermişti.
Adalet Partisi ise; yine Ereğli'yi saf dışı ederek Ereğli'den Cumhuriyet Senatörü adayı Av. Ayhan Emiroğlu'nu "veto" etmiş ve Sivas gibi hiç alakası olmayan bir seçim bölgesinden üstelik de seçilme şansı hiç mümkün olmayacak bir sıradan "milletvekili adayı" gösterilmişti. AP'nin TBMM'ye taşıdığı 4 milletvekilinden biri Rize'li, ikisi Trabzon'lu ve liste başı olanı da İzmir'liydi. Cumhuriyet Senatörü de Kayseri'liydi... Ah, Ereğli... Vah Ereğli....
Türkiye 12 Eylül 1980 askeri darbesine maruz kalmış ve 6 Kasım 1983 tarihinde HP, ANAP ve MDP seçimlere katılma hakkını elde etmişti. Bu kez; Zonguldak seçim bölgesi 1'nci bölge ve 2'nci bölge olarak ikiye ayrılmıştı. 2'nci bölge; Devrek, Karabük, Bartın, Kurcaşile, Ulus, Eflani ve Safranbolu ilçelerinden teşekkül ediyordu. Diğer ilçeler ise 1'nci seçim bölgesiydi. Her iki seçim bölgesinde de Ereğli ve Alaplı'dan bir tek Allah'ın kulu yoktu.
6 Kasım 1983 seçimlerinden geliyoruz 1987 ve sonrasına... Yine ah Ereğli... Vah Ereğli demekten kendimizi alamıyoruz... DSP'li yıllarda Boray Baycık Ereğli'nin Kemal Anadol'dan sonra bir kardeleni gibi siyaset sahnesinde yer almıştı... Sonrası yine hüsran, yine dışlanan bir Ereğli...
Ereğli sanki Ankara'nın gözüne batıyor... Zonguldak'tan 2 tane vilayet çıkıyor yine Ereğli üvey evlat!.. Karabük ve Bartın gibi Ereğli'nin çok gerisinde kalan ilçeler vilayet yapılıyor ama Ereğli'nin adı-sanı yok...
Ereğli'nin adını "kavga"ya çıkarttılar... Kavga, kavga, kavga!.. Bu ne yahu!.. Üstüne vazife olan da konuşuyor, olmayan da!...
12 Haziran 2011 seçimlerinde Ereğli Prof.Dr.Ercan Candan ile çok ciddi bir şans yakaladı. Ercan bey çok başarılı bir bilim adamı. Siyasetin kiri henüz O'nun üstüne bulaşmamış. Bizce de bulaşmamalıdır. Ereğli'de kavga siyasetini bitirmeye kararlı. Siyasi entrikaları elinin tersiyle itip memleketi Ereğli'ye getirilmesi gereken geciktirilmiş devlet yatırım ve hizmetlerini taşımaya çalışan bir rolü üstlenmiş. Bir açıklaması var ki, ayakta alkışlanmalı bence... "Ereğli'ye üniversite getirilecekse milletvekilliğim hiç önemli değil" İşte olay bu!...
Şöyle geriye dönüp, yazımızın başından itibaren bir değerlendirme yaptığımızda neden "Ereğli"nin dışlanmak istendiği kendiliğinden ortaya çıkıyor. Aslında, bu sorunun yanıtını 12 Haziran 2011 tarihinden itibaren Ereğli'ye kazandırılan devlet hizmetlerinde aramak ve bulmak mümkün... 3,5 yıl gibi çok kısa bir döneme sıkıştırılmış devasa hizmetlere "Ereğli" vatandaşı teşekkür ediyor, bu hizmetlerin gelmesinde öncülük eden Ercan Candan'a şükran duyuyor ama yine "Bizans entrikaları"nı sahnelemek isteyenler basın önünde endamlarını göstermeye başladı.
Dünkü (07 Ocak 2015) belediye meclisi toplantısında belediye başkanı Opr.Dr.Hüseyin Uysal Ereğli'de artık "ortak dil kullanılmalı" şeklinde toparlayıcı ve Ereğli'nin hasretini çektiği bir güzel söz söylemiş medyadan takip ettiğim kadarı ile.. Bu sözün içini doldurmak hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Eğer, Ereğli'de böyle bir zemin oluşturulup insanlar enerjilerini birbirleri ile kavga etmeye değil Ereğli'nin çıkarlarını korumaya harcarlarsa Ereğli'nin önünü kimse kesemez...
Ereğli iyi bir şans yakalamış, Ereğli'yi seven ve Ereğli'nin içinden çıkmış bir bilim adamı var milletvekili olarak. Ereğli'de kavga dönemini sonlandırmak isteyen bir başka bilim adamı var belediye başkanı olarak. Kişisel çıkarları, rant kavgalarını ve bireysel ticari kaygıları bir tarafa itip "Büyük Ereğli Projesi" etrafında neden "Büyük Ereğli Buluşması"nı başlatmıyoruz? Düzce'den Ereğli'nin nesi eksik? Kayseri'den, Konya'dan, Gaziantep'ten neyimiz eksik?
Haydi o zaman! Önce içimizdeki "çürük yumurtaları" ayıklayarak işe başlayalım! Hizmet etmek isteyenlere hak ettikleri morali vereceğimiz yerde hangi akla hizmetle o insanları arkadan hançerlemek isteyenlere karşı uyanık olup Belediye Başkanı Hüseyin Uysal'ın dediği gibi Ereğli'de "ortak dil"i konuşmaya başlayalım...