
iletisim@ozeregli.com
Devlet parası ile PKK şöleni!..
21 Mart 2013 14:04:35
Hiçbir şey demeye, hiçbir şey yazmaya, hiçbir yorumda bulunmaya gerek kalmadı artık! Çünkü; Türkiye sözün bittiği yerde!.. Ayakların "baş" olduğu, alçakların "kahraman" olarak ilan edildiği bir kötü kabus çöktü bu güzel ülkenin üzerine... Aslında "çöktü" kelimesi bayağı "masum" kalıyor, buna "çöktü" değil de "çöktürüldü" demek daha doğru olacaktır. Vatan hainleri ile "müzakere", Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin bölücülere dünyayı zindan eden komutanlarına ömür boyu ağırlaştırılmış hapis istemi de bu gündemin yürekleri sızlatan başka yanı!..
BİR NİSAN ŞAKASI GİBİ...
Sanki kabus dolu bir rüyanın içinde gibiyiz... Bu satırların kaleme alındığı dakikalarda; 50 bin kişinin katili, kundaktaki bebeklere acımasızca "öldürün" emrini veren bir alçağın posterleri devlet parası ile gerçekleştirilmekte olan etkinlik alanını doldururken onlara bu fırsat ve cesareti veren Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin çok sayın İçişleri Bakanı Muammer Güler bir başka tiyatro sahnesindeymişçesine çok komik açıklamalarda bulunuyor, güya böyle rezalete "izin verilmeyecek" şeklindeki beyanları ile kargaları bile güldürüyor...
TÜRKİYE BİR KAÇ KOLDAN İŞGAL ALTINDA!
Çanakkale Zaferi'nin 98'nci yıldönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde maalesef yaşanılan tablonun 98 yıl öncesinden hiç faklı olmadığı açık bir gerçektir. 98 yıl öncesi de Türk milletine kurşun sıkanlar, bomba yağdıranlar ve süngüleri ile saldıranlar arasında "Müslüman" paralı askerler vardı. Kendilerini hiç ilgilendirmeyen bir savaşın ortasındaydılar. Tek fark var 98 yıl öncesi ile bugün arasında... O günkü alçakların tamamına yakını "yabancı" idi... Bugün bizlere kabus yaşatanlar, senin benim, Ahmet'in veya Mehmet'in vergileri ile beslenenlerdir.
98 yıl önce savunma yapacağımız mevzii belliydi. Emperyalizmin uşakları Çanakkale Boğazı'nı geçemeyecek, İstanbul'a ve Karadeniz'e ulaşmalarına izin verilmeyecekti. Bu uğurda, bu büyük Türk Milleti en eğitimli 250 bine yakın evladını şehit vermişti. Peki ya bugün? Bugünde şehitlerimiz ortada! Eli kanlı örgütün TBMM'deki maşaları "Türk askerleri boşuna öldü, boşuna şehitler verildi" diyebilmekte ve onlara böyle cesurca konuşma yapabilmelerine ülkenin siyasi iktidarı uyguladığı "açılım" ve "İmralı müzakereleri" ile istedikleri cesareti altın tepsi de sunmaktadır.
Türkiye birkaç koldan işgal altındadır, dedik... Evet, Türkiye bugün maalesef kelimenin tam anlamıyla işgal edilmiş durumdadır. Bir tarafta; devlet kademelerindeki bürokratik işgaller, yargıyı, eğitimi, Emniyeti ve devletin üst düzey makamlarını işgal edenler, öbür tarafta K.Irak'taki "bölgesel kürt yönetimi" tarzında Güney Doğu Anadolu'da "Bağımsız Kürdüstan"ı kurmak isteyenler... TV kanallarında "sıcak bölge" olarak lanse edilen bu bölgede bir tek Allah'ın kulu çıkıp da ne "ben Türküm" diyebilir ne de eline bir "Türk Bayrağı" alıp sokağa çıkabilir!.. Eeee, o zaman nerede kaldı "Tek bayrak, tek devlet, tek millet" söylemi? Kimi kandırıyorsunuz efendiler?
DEVLET BAHÇELİ'Yİ ELEŞTİRENLERE "YUH" OLSUN!..
12 Eylül referandumu öncesinde MHP lideri Devlet Bahçeli bugünlere işaret etmiş, bunların "gizli ajandaları" olduğunu her yerde bas bas bağırmıştı. Hatta, iktidarın PKK ile müzakere içerisinde olduğunu da haykırmıştı. Ne var ki; Kayseri meydanında Bahçeli'ye bu iddiasını ıspat edemezse "şerefsiz" damgasını vuran Başbakan o günlerde CHP'yi de BDP ile işbirliği yapmakla şuçlamıştı. Oysa bugün kimin BDP ile nasıl işbirliği yapmakta olduğu konusunda hiçbir şey söylemeye gerek var mı? İşbirliğinin de ötesinde "kanki" oldular!.. Tek yumurta ikizi gibiler!..
Sözün özü; Devlet Bahçeli bugünlerde yine farklı ve iddialı söylemlerde bulunuyor... "Ver Başkanlığı al özgürlüğü" diyor!.. Malum; 2014 seçim yılı... Önce Mart ayında yerel seçimler birkaç ay sonrada "Cumhurbaşkanlığı" veya "Devlet Başkanlığı" seçimi yapılacak. Bakın dostlar, bu akşam (21 Mart 2013 Perşembe) TV kanallarında PKK'nın Türkiye'deki Nevruz kutlamalarındaki söylemlerinin özüne iyi bakın... Hepsi de "Apo'ya özgürlük" temasını işleyecek!.. İmralı sürecinin arkası önce APO'ya ev hapsi arkasından da özgürlük olacaktır. Bütün bunlar, 2014 yılı seçim takviminin birer parçası olacaktır.
2015 YILI İÇİN ÖNGÜRÜLERİMİZ...
2015 genel seçimleri için birkaç kelimeyi de bir tarafa not edin! Nedir mi? Yanıtı şudur; 2014'de Erdoğan BDP'lilerin de desteği ile "Cumhurbaşkanı" yahut "Devlet Başkanı" olacak, hemen arkasından BDP'yi Türkiye'de ana muhalefet partisi yapabilmek için bugün %10 olan seçim barajını %7 veya %5'e çektirecek! Ölmezsek bunları hep birlikte göreceğiz... BDP'nin seçimlere "parti" olarak girdiğini bir düşünün!.. Bugün "Kürdistan" dedikleri bölgede Ak Parti'yi sandıklara nasıl gömeceklerini o zaman göreceğiz!..
Ne diyelim? Ak Parti'deki Karadeniz, Akdeniz, Orta Anadolu ve Ege bölgesindeki teşkilatlar ve bölge milletvekilleri bunları göremiyorsa bize yapacak fazla bir şey kalmıyor!..