Yıllardır anne ile çocuk ya da dede ile torun arasında yaşanan çatışmalara gerekçe olarak gösterilen, farklı dönemlerde doğup büyümüş olmanın getirdiği farklılıklardan kaynaklanan iletişim sorunlarına dikkat çeken bir söz öbeği var: Kuşak çatışması

Biz bugünkü yazımızda ailede değil, iş yerinde yönetici ile Y kuşağı arasında yaşanabilecek kuşak çatışmasından yola çıktık ve bu konuda bir çözüm üretmeye, sizlere kolaylık sağlamaya çalıştık. Bu yazıda “Y kuşağı nedir, Y kuşağı özellikleri nelerdir ve Y kuşağına nasıl liderlik edilir?” sorularını cevaplayacağız. Gelin hep birlikte inceleyelim!

Önce burada ‘kuşak’ ile kastedilen ne ona bir bakalım.

Belirli dönemlerde doğup büyümüş olan insanlar benzer olaylara maruz kaldıkları, benzer teknolojilere sahip oldukları, genel olarak benzer koşullarda yaşadıkları için bu durum onların kişilikleri, davranış ve tutumları üzerinde büyük bir etkiye sahip oluyor ve bu sayede bu kişiler doğdukları döneme göre ayrı bir seğmendi oluşturuyorlar. Buna göre 1965-1979 yılları arasında doğanlar X kuşağı, 1980-1999 yılları arasında doğanlar Y kuşağı, 2000 yılı ve sonrasında doğanlar ise Z kuşağı olarak adlandırılmaktadır. Her kuşağın farklı davranış özellikleri ve tutumları vardır.

Kuşakla kastedilenin ne olduğunu öğrendiğimize göre şimdi de yavaş yavaş Y kuşağını incelemeye başlayalım.

Y kuşağının hangi yıllarda doğduğundan az önce bahsetmiştik. Şimdi de biraz Y kuşağı insanlarının özelliklerinden konuşalım. X ve Z kuşakları arasında adeta arabulucu rolünü üstlenen Y kuşağı, oldukça özgüvenlidir, değişime açıktır ve esneklikten hoşlanır. Eğitime önem verir ve para kazanma odaklı değildir. Y kuşağının marka sadakati yoktur ve bu durum tüketim davranışlarına da yansımaktadır. Peki, Y kuşağına nasıl liderlik edilir?

Y kuşağı sorgulayıcı bir nesil olduğu için siz de açıklayıcı bir yönetici olmaya çalışın. Bir iş verdiğinizde, “Neden bu iş yapılmalı? Neden bu iş böyle yapılmalı? Bu iş firmaya nasıl bir katkı sağlıyor?” sorularının cevaplarını vermeye çalışın. Bir şey istediklerinde ve hayır dediğinizde, “Çünkü ben öyle söylüyorum.” deyip geçmeyin, neden olmayacağını anlatın. Onların bu soruları size yöneltmeleri otoritenize karşı çıktıkları anlamına gelmiyor, sadece bir şeyleri daha iyi anlamaya çalışıyorlar.

Y kuşağı oldukça özgüvenlidir ve hemen her işi yapabileceklerine inanırlar. Onlara görev verdiğinizde o iş için hazır olup olmadıklarına bakın ve ihtiyaçları olan şeyleri verin, bu sayede yüksek bir performans sergileyebilirler çünkü her şeyi daha hızlı ve daha iyi yapmak istiyorlar.

Onlara özgürlük verin ve esneklik tanıyın. Y kuşağı kariyer yapmak istiyor, ancak bunu yaparken hayatlarını bu uğurda feda etmek istemiyorlar. Bu sebeple iş-yaşam dengesine oldukça önem veriyorlar. Ayrıca işe giriş çıkış saatlerinin çok sıkı bir şekilde denetim altında tutulmasını da istemiyorlar. Y kuşağına göre yapmaları gereken işleri vaktinde tamamladıkları sürece işe giriş çıkış saatleri çok da önemli değil.

Bireyselliklerini takdir edin, onlara değer verdiğinizi gösterin. Y kuşağını dikkate aldığınızı göstermek için karar alma süreçlerine onları dahil etmek etkili bir yöntem olabilir.

Y kuşağı etik değerlere ve adilliğe önem verirler. Onlara karşı dürüst olmadığınızı hissederlerse tatmin olmazlar. Bu sebeple onlara karşı açık ve dürüst olun, saygılarını kazanmaya çalışın.

Y kuşağı iş yerlerinin bir miktar zorlayıcı olmasını bekliyorlar. Kolay işlerde performanslarını tam anlamıyla kullanamayacakları için motivasyonları düşecektir. Unutmayın, özgüveni yüksek olan bu insanlar kolay işlerle tatmin olmayacaklardır. 

Y kuşağı için misyon ve vizyon oldukça önemlidir. Bunları çalışanlarınıza açık bir şekilde anlatırsanız neye hizmet ettiklerini görüp firmayı daha çok benimseyeceklerdir.

Y kuşağı bir şeyler başarmaya oldukça hevesli ve istekli bir nesildir. Onlara bir şeyler yapmak için fırsat tanır, tecrübe kazandırırsanız bunun işyerinize katkısı oldukça yüksek olacaktır.

Y KUŞAĞI İŞ SAHİPLERİ İÇİN 6 FİNANSAL ÖNERİ

1. Kredi skorunuza dikkat edin

Y kuşağı iş sahipleri, giderek artan şekilde ticari kredi almak yerine, kişisel kredi ile iş kurmayı tercih ediyor. Wells Fargo’nun anketine katılanların yüzde 14’ü işlerini kurmak için kredi kartlarını kullanmışlar. Peki, neden bu yöntemi seçtiler?

Y kuşağı, geleneksel ticari bankacılık söz konusu olduğunda büyük engellerle karşılaşabiliyor.

Yaşları, işletmelerinin büyüklüğü ve yıllık gelirleri (veya gelirlerinin olmaması), mali yardım için uygun olmalarını engelleyebilir. Bu nedenle de kredi kartı kullanmak, az sayıdaki seçeneklerinden biri olabilir.

İş dünyasında birkaç yıl geçirdikten sonra, bu Y kuşağı iş sahipleri finansal enstitülere daha olgun ve akıllı bir şekilde, daha büyük şirketlerle ve defterde gelir göstererek dönebilirler. Ancak bu dönüşü kredi kartınızda ödenmemiş borç varken yaparak ticari kredi aramak iyi bir fikir değil.

Yeni Y kuşağı iş sahipleri, kredi skorlarını iyi tutmak için aylık ödemelerini aksatmadan yaptıklarından emin olmalılar.

Borçlarını kapatabildiğini veya en azından azaltabildiğini gösterenlerin tabii ki ticari kredi alma konusunda borçları yüksek olanlara göre daha fazla şansı olacaktır.

2.  Bir finans danışmanı bulun

Wells Fargo araştırmasına göre Y kuşağı iş sahiplerinin yüzde 52’si işletmeleri için iyi finansal kararlar vermek konusunda finansal profesyonellerin tavsiyelerine güveniyor. Eğer bütçeniz dışarıdan yardım almaya yetiyorsa, bunu çekinmeden yapın. Sizinkine benzer işletmelerle çalışmış finansal planlamacıları ve danışmanları bulmak için gerekli özeni gösterin. Ne yaşadığınızı bilecekler ve işletmenizi finansal açıdan sağlıklı tutmak için mümkün olan en iyi danışmanlığı sunacaklardır.

3.  Borçlarınızdan kurtulun

Kredi kartı borcunuz mu var? Ev veya araba kredisi borçlarınız girişimcilik hayallerinizi gerçekleştirmenize engel mi oluyor? Yalnız değilsiniz. Ancak bir an evvel borçlarınızdan kurtulmaya bakın. Daha iyi geri ödeme planları tercih edin, taksitleri zamanında ödemeye dikkat ederek kredi skorunuzu sağlıklı tutun ve işe atılmadan önce pazarı değerlendirin.

4.  Bir finansal yönetim uygulamasını kullanın

Finansallarınızı yönetmek için ekstra yardıma ihtiyacınız var ama profesyonel yardım almaya bütçeniz yeterli değil mi? Bu durumda Mint veya Level Money gibi ücretsiz uygulamaları deneyebilirsiniz. Mint, finansallarınız konusunda dikkatli, bütçe yapma sürecinde ise proaktif olmanızı sağlıyor. Bütçenizin sonuna yaklaştığınızda uyarı yolluyor, nasıl tasarruf edebileceğiniz konusunda tavsiye sunuyor ve kredi skorunuzu görmenizi mümkün kılıyor. Level Money ise daha baştan akıllı harcama ve planlama yapmanıza yardımcı olurken, birikiminizi artırmaya odaklanıyor ki bu da küçük işletme kuran, her yaştan girişimcinin ihtiyacı olan bir şey.

5.  Kişisel harcamalarınızı dondurun

İşletmenizin ilk günlerinde her kuruş değerlidir.

Zaman, boş kişisel harcamalar yapma zamanı değil.

Bunun yerine, para biriktirebilmek için kişisel harcamalarınızı dondurun. Unutmayın ki bunu yapmak demek, her şeyden feragat etmek değil; yaratıcı yollarla harcamalarınızı azaltmanız anlamına geliyor. Örneğin, potansiyel iş ortağınızla Starbucks’ta kahve içeceğinize onu ofisinize davet ederek üçü bir arada kahvelerden ikram edebilirsiniz. Bu hem sizi giderek artacak kahve maliyetinden kurtarır, hem de potansiyel iş ortaklarınız ofisinizi ziyaret ederek sizi ve yaptığınızı tanıma fırsatını elde edebilir.

6.  Bir B planı yapın

Ne kadar hazırlıklı olursanız olun, her startup ilk beş yılını tamamlayamayabiliyor. Olur da işletmeniz başarısız olursa, bir sonraki adım ne olacak? Bir B planı oluşturun ki, en kötü senaryonun gerçekleşmesi durumunda hazırlıksız yakalanmayın.

Bir işin yolunda gitmemesi, yeni bir iş kuramayacağınız anlamına gelmiyor. Daima ilginizi çeken ve sadece para hedeflemeyen bir iş kurmaya özen gösterin. Yaratıcı olun, kalıpların dışına çıkın ve işinizle olan ilişkinizi bir sonraki seviyeye taşımak için çok çalışmaya hazırlıklı olun.