BAYRAMLAR ÜZERİNE...
11 Ekim 2013 13:23:17
DEMİŞTİK
Bayramlar bir milletin ortak coşkusu ve manevi dokusudur. Evet, milli bayramları bu şekilde ifade edebiliriz. Peki ya dini bayramlarımız?..
Yılda iki dini bayramı idrak ediyoruz. Bu her iki dini bayramımızın da insanlığa verdiği farklı mesajları vardır. Komşusu aç iken tok yatmayan bir inancın mensubu olarak Ramazan ve Kurban Bayramları'nı hep bu ortak değer üzerinden kutlamaktayız.
Yaklaşık 2 ay kadar önce coşku ile kutladığımız Ramazan Bayramı nefsimizin bir terbiyesi, bir fabrikaya benzeyen insan bedeninin yıllık revizyona alınması ve hepsinden önemlisi de açlığın nasıl bir yaşam biçimi olduğunu anlama ve anlatma açısından derin manalar ifade etmektedir. İşte "Komşusu aç iken tok yatan" gerçek bir Müslüman sayılamıyorsa her yıl Ramazan ayında bu kutsal buyruğun içinin ne kadar dolu olduğunu görebilmekte, görmekle kalmayıp yaşayıp anlayabilmekteyiz.
Kurban Bayramı da aynı şekilde insani değerlerin açığa çıktığı kutsal bir hadisedir. Kul ile Allah arasındaki iletiminin ötesinde insanlığa verdiği mesajlarını da iyi anlamak, iyi okumak ve anlatmak zorundayız.
Çevremizde öyle insanlar var ki, Kurban Bayramı'nda kestikleri kurbanları ailesinin yıllık et gereksinimini karşılamakta kullanmaktadırlar. Bu tür Kurban ibadetlerinin geçerli olup olmayacağı konusunda din adamlarımızın kesin hükümleri vardır. Bizler bu mevzularda elbette bir hüküm verme mevkiinde değiliz. Özünde kulluk ödevini yerine getirme duygusu olmayan hiçbir ibadeti makbul görmeyen inanç hepimizi bağlamaktadır.
Paylaşmak insanoğlunun en büyük meselesidir. Dini görevlerimizi yerine getirmede kulluk görevimize paralel olarak çevremizdeki inanç ve ihtiyaç sahibi kimselerle gereği kadar paylaşım yapmak zorundayız. Son Hak din olan İslamiyet'in en temel kurallarından birisi de paylaşmak ve insanları sevmektir. Bir karıncayı da incitmemeyi emreden bir din insanoğlu için en büyük ve vazgeçilmez manevi zırhtır.
İdrak edeceğimiz kurban bayramında; dini vecibelerimizin temel gereği olan iki husus asla unutulmamalıdır. Birincisi; Kurbanlarımızı dinimizin emrettiği bir şekilde kesmek ve kulluk vazifemizi tam olarak yerine getirmektir. İkincisi ise; paylaşmaktır. Kestiğimiz kurbanlarımızı nasıl paylaşacağımız açık ve net olarak buyrulmuştur. Kurban kesmek asla ailemizin yıllık et ihtiyacını karşılamak olarak değerlendirilmemelidir. Kestiğimiz kurbanların hangi oranlarda, kimlerle ve ne şekilde paylaşılacağı belirtilmiştir.
Anlaşılacağı gibi; özünde insana saygı, insana değer ve insan ile paylaşım olan dini bayramlar Türk-İslam Alemi'nin muhteşem derin yapısını ortaya koymaktadır. Bu yapı asırlardır süregelmiş ve bundan sonrada kıyamete kadar devam edecektir. Eğer, ekonomik krizler bizleri gerçekten teğet geçiyorsa bunun temelinde yatmakta olan anlayış işte budur.
Bu duygu ve düşüncelerle değerli okurlarımızın mübarek kurban bayramı'nı tebrik ediyor, sağlık ve mutluluklar diliyorum.